MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:
İlkelerimizden ödün vermedik, irademizden şaşmadık, irfanımızdan sapmadık. Birileri üzere dava ve ülke sevdamızı bahis konusu yapmadık, pazarlık gereci görecek kadar alçalmadık. Biz milletimizin uğruna varlığımızı adadık. Fildişi kulelerde milliyetçilik taslamadık. Milletimizle birebir hizada durduk, millet biziz dedik. Çıkarlarının gemiyle istikamet değiştirenlerle işimiz olmadı. Biz bastığımız yüze asla bakmayız. Terazisi çamurdan olanların dirhemi kumdandır. Nasıl ki bir topal pire bir gecede 7 yastık dolaşırsa siyasi devşirmeler de buradan oraya savrulup duracaklardır.
“BİZİM SUSACAK EZANIMIZ YOKTUR”
Biz önder ülke Türkiye’yi inşa, imar ve ihyanın peşindeyiz. Hiç kimse kusura bakmasın, küçülmüş siyasetçilerin küçük hesaplarına baş yoracak değiliz. Çok şükür meydanlardan taşıyoruz, her gittiğimiz yerde dayanak topluyoruz. Biz kazanmaya yemin ettik.
Geliyor gelmekte olan diyorlar ya asıl gelenin Cumhur İttifakı olduğunu ne görüyorlar, ne de göstermeye ciğerleri yetiyor. 3 kuruşa 5 köfte sırasına girenler boşuna nefes tüketmesinler, bizim inecek bayrağımız yoktur, bizim susacak ezanımız yoktur, bizim zillete düşecek ülkemiz yoktur. Yarınlar bugünden çok daha hoş olacaktır. Karamsarla işimiz yoktur, gücümüz Türkiye, garantimiz büyük Türk milletidir. Milliyetçi ülkücü hareket kara kampanyalara, yalancıların oyunlarına hem kapalı hem de karşıdır. Algı operasyonları bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bu demokratik süreç, vatandaşlarımızla kucaklaşma çabamız artarak devam edecektir.
Milletimin her hoş insanına gönülden teşekkürü bir vefa borcu kabul ediyorum. Allah hepinizden razı olsun diyorum.
MUHALEFET PARTİLERİNE TEPKİ
Aşağı üst bir buçuk yıldır zillet ittifakının Cumhurbaşkanı adayının üzerine çekilişler yapılıyor. Aday o mu olacak? Bu mu olacak? sorusuna cevap aranıyor. Ismarlama anketler yapılıyor, isimler parlatılıyor.
Aşağı üst 1 buçuk yıldır zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı üzerinden papatya falları açılıyor. Aday o mu olacak bu mu olacak tartışmaları yapılıyor. Ismarla anketler yapılıyor, isimler parlatılıyor. Doğmayan oğul, bitmeyecek tarlaya nasıl buğday ekiyorsa, zillet partileri de susuz çölde kürek çekiyorlar. Madenli dorukta ot bitirmeye çalışıyorlar. Yabancı ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı şikayet sırasına giriyorlar. 3-5 kelamda sözde uzman yorumcu bağıra çağıra zillet ittifakı cumhurbaşkanı adayı üzerinde toto oynuyor. O denli isimler ortaya atılıyor ki bunun tertip olduğu çok belirli.
İSTANBUL’U PERİŞAN EDEN ACİZ ŞAHSIN ÖN PLANA ÇIKARILMASI KİMİN TELKİNİ?
Halbuki cumhur ittifakının adayı nettir. Ankara’yı yavaşlatması yetmiyormuş üzere, Türkiye’nin suratını da yavaşlatmak için pusuya yatanlar için umut olarak takdimi hangi akla hizmettir. İstanbul’u perişan eden aciz şahsın devamlı ön plana çıkarılması kimin telkinidir. Bayandan imam olmaz, ben başbakan olacağım diyen malum siyasetçinin tekrar kulisleri kaynatması 6’lı masada fesat çıkarmak için okunmayacak mıdır? Bunların hangisi Recep Tayyip Erdoğan’la bir tutulabilir? Bunlardan hangisi cumhurbaşkanlığına layık olabilirler.
Kılıçdaroğlu bir televizyon kanalına çıkarak “Bir bakalım, bir de şu Kılıçdaroğlu’nu deneyelim, o nasıl bir adam görelim bir’ denmesi lazım” demiş. Kılıçdaroğlu hayal kırıklığına mahkum olacak. Cumhurbaşkanlığı staj yapma yeri değildir. Cumhurbaşkanlığı Cumhurun irade külliyesidir. Cumhurbaşkanını seçen millettir, bu milletin ismi da Türk milletidir. Sayın Kılıçdaroğlu boş hayallerinin peşinde koşmaktan geri durma. Türkiye’nin karşısında dikilen bir şahsa adam denir mi?
TTB LİDERİNE TEPKİ
Türk askerine düşmanlık, düşmana askerlik, teröristlere basamak olanlar su katılmamış teröristtir. Türk askerine asıl astarı olmayan suçlamalar yapanlar kansızlardır. Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen konferansında Türk düşmanı PKK’lılar çıkmıştır, TTB Başkanı da burada yer alanların haksızlığa uğradığını söylemiştir.
Türk Tabipler Birliği’nin kapısına kilit vurulması, hekimlerimizin özgürleşmeleri tarihi ehemmiyettedir. Türk düşmanı bir birliğin başında Türk yazamaz. Türk askerlerine kimyasal silah çamuru atanları TTB Başkanı ve diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması akla en yakın yollardan birisidir.
Türk Tabipler Birliği’nin tıpla ilgisi kalmamıştır. FETÖ’nün kumpasları, PKK’nın iftiraları devam ederken FETÖ’den ihraç edilen 178 hakimin vazifelerine iade kararı yenilir yutulur bir şey değildir. Bu kararı milletimize hakaret sayıyoruz. 15 Temmuz’un rövanşını almak için müsait vakit kollayanları beğenilen göremeyiz. Herkes aklını başına alsın.
Geçmiş bazen geleceği perdeleyecek kadar gözlerimizi kamaştırabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarını idrak edemeyenler için değişime ve gelişime direnç göstermek kaçınılmazdır. Tarih birdir ve bütündür, ismi da Türk tarihidir. Coğrafya birdir ve belirlidir, ismi da Türkiye vatanıdır. Cumhuriyet onurlu geçmişimizin bir antitezi değildir. Önyargılarının kararıyla, ideolojik katılıklarla cumhuriyetin anlaşılması mümkün değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’de konuşmasında cumhuriyetin milletin kendi istek ve dileğiyle oluştuğunu söylemişti. Samsun’dan sonra Anadolu’nun içlerine yanlışsız ilerleyerek gönderdiği Amasya Genelgesi’nde parolayı şu formda lisana getirmişti: Milletin istiklalini yeniden milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Beklenen o vakit 99 yıl evvel gelmiş, Çankaya Köşkü’nde: Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz demişti. Cumhuriyet, Türk milletinin bağımsızlık onurudur. Cumhuriyet, milletin üstünde hiçbir otorite tanımayan fazilet demektir. Karar, milletindir.