Ünlü sanatçı Metin Arolat’ın ani vefatının akabinde, birçok kişinin keyfi olarak kullandığı kokteyl serumlar yine gündeme geldi. Konutta siparişle bile takılabilen ve fiyatları 100 bin TL’ye kadar çıkan bu serumlar, sıhhat açısından büyük tehlike arz ediyor ve vefata kadar götürebiliyor.
KOKTEYL SERUM NEDİR?
Son periyotta moda haline gelen ve ‘Atom’, ‘Vitamin kokteyli’, ‘Gençleşme iksiri’ üzere isimlerle hastane dışı ortamlarda uygulanan serumlar konusunda Türkiye Acil Tıp Derneği’nden Doç. Dr. Özlem Dikme önemli ikazlarda bulundu. Mayıs ayında DHA’nın yaptığı habere nazaran Dr. Dikme, ile bu tıp serumların bilinçsiz kullanımının önemli sıhhat riskleri taşıdığına dikkat çekerek, vatandaşları mümkün tehlikelere karşı uyardı.
Gençleşme, dinç olma, grip yahut soğuk algınlığı sonrası süratli düzgünleşme umuduyla tercih edilen ‘atom’ ve ‘vitamin kokteyli’ serumlar, toplumsal medyada sıkça reklamları yapılarak hastane dışı ortamlarda uygulanıyor. Lakin bu serumlar, doktor gözetimi olmadan yapıldığında önemli formda ömrü tehdit ediyor. Bilinçsiz serum uygulamaları, sıhhat açısından büyük riskler taşıyor.
KOKTEYL SERUMDA NELER VAR?
Glutatyon, yüksek doz C vitamini, B vitamini, ağrı kesiciler ve hatta doktor reçetesi gerektiren antibiyotikler, çoklukla kokteyl halinde damar içi uygulamalar olarak sunuluyor. Lakin bu uygulamalar, önemli sıhhat riskleri taşıyor. Bilinçsiz yapılan bu serumlar, alerjik şoklara ve hatta kalp durmasına neden olabilir. Şayet kişi hastane ortamında değilse, müdahalede geç kalınma riski hayli yüksek.
İnternet ve toplumsal medya fenomenlerinin tesiriyle popülerleşen serum çılgınlığı, sıhhatsiz ortamlarda uygulanarak önemli riskler oluşturuyor. Yalnızca hemşire gözetiminde sağlık kabinlerinde değil, birebir vakitte konutlara servis halinde hastaların meskenlerinin salonlarında, yoga-pilates salonlarında, hatta kuaförler ve hoşluk merkezlerinde bile bu tehlikeli serum uygulamaları yapılabiliyor.
Türkiye Acil Tıp Derneği’nden Doç. Dr. Özlem Dikme, son devirde moda haline gelen serum uygulamaları hakkında değerli açıklamalarda bulundu. Dr. Dikme, “Özellikle hekim olmayanlar tarafından sıhhat kabinleri ve medikal donanıma sahip olmayan yerlerde bu uygulamaları çok sık görmeye başladık. Buna bağlı olarak da acillere gelen olay sayısında artış var. Kışın, gribal enfeksiyonlar ve hastalık sonrası düzgünleşme isteğiyle bu biçim tedavilere başvuruluyor. Toplumsal medyada fenomenler tarafından bu çeşit uygulamalar yaygınlaştırılıyor” dedi.
YOGAYA GİDİP SERUM TAKTIRIYORLAR
Dr. Dikme, “Bu iş o kadar çığırından çıktı ki, hoşluk merkezlerinden, kuaför salonlarından gelen hadiselerle bile karşılaşıyoruz. Yoga ve pilates merkezlerinde, bağışıklığı güçlendirme hedefiyle serum uygulandığına şahit oluyoruz. Hatta meskenlere bile serum servisi yapılıyor” formunda ihtarlarda bulundu.
“YOĞUN BAKIMLIK OLAN BEŞERLER VAR”
Doç. Dr. Özlem Dikme, bilinçsiz serum uygulamalarının yarattığı tehlikeler hakkında uyardı: “Serumlar, yaşa ve kiloya nazaran doz ayarlaması yapılmadan uygulanıyor. Bu nedenle, çok süratli gelişen alerjik tepkiler sebebiyle acil müdahaleye muhtaçlık duyan hadiselerle karşılaşıyoruz. Vefatla sonuçlanabilecek önemli durumlar yaşanabiliyor. Acil servislere başvuran hadiselerde artış var ve ağır bakım tedavisine gereksinim duyan hastalarla daha sık karşılaşıyoruz. Ani alerjik tepkiler nefes darlığına, teneffüs yetmezliğine, hatta kalp durmasına neden olabilir.”
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan bir olayı paylaşan Dr. Dikme, “Bir hasta sıhhat kabininde bu biçim bir tedavi aldıktan sonra konutuna gidiyor ve 1 saat sonra durumu kötüleşiyor. Baht yapıtı komşusu bir doktor ve yanında adrenalin enjeksiyonu olan biri, çabucak müdahale ediyor. Sonrasında hasta, kalp masajı eşliğinde hastaneye kaldırılıyor ve uzun müddet ağır bakımda kalıyor. Bu üslup olaylarla daha sık karşılaşıyoruz. Serum tedavilerinin kesinlikle tam teşekküllü bir hastane ortamında uygulanması gerekiyor” dedi.
KARACİĞER VE BÖBTEKTE YÜKE NEDEN OLUYOR
Son devirde cilt hoşluğu, gençleşme ve bağışıklık güçlendirme vaatleriyle tanınan hale gelen damar içi glutatyon uygulamaları hakkında da ikazlarda bulunan Doç. Dr. Özlem Dikme, şu açıklamalarda bulundu:
“Glutatyon eksikliği epeyce az görülür. Lakin bu uygulamalar, anti-aging ve bağışıklık güçlendirici olarak sunuluyor. Dışarıdan verilen glutatyon, bedenin doğal olarak ürettiği glutatyondan farklı metabolitler ortaya çıkarıyor ve bu metabolitler karaciğer ile böbreklerde ikincil yükler oluşturuyor. Ayrıyeten, damar içi ilacın içeriğindeki esirgeyici hususlar ve verilen sıvıdaki öteki bileşenler, alerjik tepki riskini artırıyor.”
Doç. Dr. Dikme, “Kompleks bir formda tüm vitaminlerin bir ortada ve yüksek dozlarda verilmesi, bedeni gereksiz yere yük altına sokuyor. Bilhassa damar yoluyla tek seferde yüksek ölçüde doz verilmesi, metabolizmanın süratli ve önemli tepkiler geliştirmesine yol açabiliyor” diyerek kelamlarını noktaladı.